Ana içeriğe atla

Hasret






Ömür dediğin ne ki, üç gün ya var ya yok. Ve nasıl görürsen gör hepsi hasret. İnsan bu ya sabah olur akşama hasret, akşam olur sabaha. Yazın kışa kışın yaza. Yağmur güneşe, bulut toprağa hasret. Ana evladına evlat sılaya hasret, bir yuvaya hasret. Kardeş kardeşe, göz göze, kalp kalbe hasret. Sana hasretim diye fısıldasa bir ses, aynı ses her bir kulağa, dünyadaki milyar kulağa, milyar kulağın zihninde trilyon ayrı ışık yanmaz mı? Şimdi gözlerini kapat ve 'sana hasretim' de, kimleri görüyorsun? Söyle!

Yüz gün de olsa, ömür dediğin ne ki. Bugün var yarın yokuz. Ölümlü dünyaya yabancı birer sarhoşuz. Gözlerimizi ıslatan. yanaklarımızdan süzülüp çenelerimize uzanan oradan aşağı bir çağlayan olup akan nehirlerin membaı işte bu sarhoşluğun acısı. Doğru-yanlış, iyi-kötü ve özlenen ne varsa her şey önümüzde lakin gözlerimiz her şeye açık değil, perdeler arkasında bir çok hakikat. Bir şeyler görüyor ve bir çok şey duyuyoruz elbet görülenler mat duyulanlar uğultu, ne yazık, sarhoşuz. Ne zaman biter bu hasret ve ne zaman açılır bu gözlerin karanlığı? Gönül gibi eşsiz bir ışığa sahip insanın bu körlüğüne ne çare?

Gönül değil mi dünyanın ışığı, hasretlerin odağı. Her şeyin var olduğu, her şeyin yaşandığı yer değil mi gönül? Yaratılanların en büyüğü, Mevlanın yegane ziyaretgahı değil mi? Her şey gönülde başlayıp her şey orada bitmez mi? Varlığın sınırları, yokluğun kapıları, önünde eğilmez mi?

Gönül denize akarken göz gökyüzüne uçarsa kırılır kanatları. Göz gökyüzün bakarken gönül dalamaz derinlere. Ya aynı yere gidecekler ya bir noktada durup ah edecekler. Zira gönül ve göz bir noktaya yönelmedikçe ve hayata birlikte yön vermedikçe bu sarhoşluk son bulmaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hiçbir Şey İçin Geç Değil

Sevgili Dost hiçbir şey için geç değil             Bilmediklerimi ayaklarımın altına koysalar başım arşa değerdi. Benim değil bu söz, İmam-ı Azam hazretlerine ait. İmam-ı Azam Hazretleri gibi beş yaşında hafız, dini ve dünyevi sahada geniş bilgilerin sahibi, dini ilimler alanında otorite olan bir şahsiyet cehaletini ifade etmek için başım arşa değerdi ifadesini kullanıyor. Arş nedir? Her biri bir diğerinin yanında okyanustan bir damla mesabesinde olan yedi kat göklerin fevkinde, Cennet, Sidre-i Münteha ve Kürsinin de üzerinde Kürsiyi kuşatan tabakadır arş. Sadece mahşer meydanın bile, her bir kanadındaki her bir tüyün uzunluğu kuş uçuşuyla bin yıllık mesafe olan bir meleğin, bin yıl boyunca aynı yönde uçarak başından sonuna gidemediği ve yorulup geri dönmeye karar verdiği bir büyüklük olarak rivayet edildiğini düşünürsek İmam-ı Azam hazretlerinin cehaletini neye benzettiğini görme şansımız olabilir. Peki acaba bizim c...

Kolay Arapça Öğrenmenizi Sağlayacak Beş İpucu

Kolay Arapça Öğrenmenizi Sağlayacak Beş İpucu Günümüzde iletişim olanaklarının gelişmesiyle birlikte dünyamız erişilebilirlik açısından çok küçüldü. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna sadece bir tık kadar uzağız. X kuşağı olarak adlandırılan nesil sadece kendi mahallesiyle günübirlik iletişim halindeyken bugün bireyler olarak bir şekilde tüm dünya ile iletişim halindeyiz. Z kuşağının içine doğduğu, diğer kuşaklarında kendilerini bir anda içinde bulduğu teknolojik olanaklar beraberinde yeni gereklilikler de getirdi. Yabancı dil öğrenmek her dönemde iş olanaklarına ulaşabilirlik ve bazı kültürel aktivitelere katılım açısından bir gereklilik olmuş olsa da günümüzde yabancı dil öğrenimi yaşamsal bir gereklilik halini aldı. Yabancı dil derken İngilizceyi kastetmiyoruz elbette. Şaka bir yana günümüzde İngilizceyi mutlaka öğreniyoruz ama pek çoğumuz İngilizceyle yetinmek istemiyor. Gerek daha fazla iş olanağına erişim için gerekse dini ve kültürel sebeplerin teşvikiyle ülkemizde Arapç...